30 Haziran 2009 Salı

B Milli Takım, Akdeniz Oyunlarında çeyrek finalde!



B Milliler, İtalya'yı eledi!
İtalya’nın Pescara kentinde devam eden 16. Akdeniz Oyunları’nda B Grubu’ndaki üçüncü maçına çıkan B Milli Erkek Takım ev sahibi İtalya’yı tam 3 uzatma sonunda mağlup etti.

Karadağ ve Arnavutluk’u farklı skorlarla mağlup eden B Milli Erkek Takım, ev sahibi İtalya karşısında son periyoduna 13 sayı geride girdiği mücadeleyi 3 uzatma sonunda kazanarak önemli bir başarıya imza attı.

B Grubu’nu lider olarak tamamlayan B Milli Erkek Takım, çeyrek finalde A Grubu’nu 4. sırada bitiren Fas ile eşleşti. Ay Yıldızlıların, Fas ile oynayacağı mücadele 1 Temmuz Çarşamba günü TSİ 17:30’da başlayacak.

Son periyoda 57-70 geride giren B Milli Erkek Takım, final periyoduna hızlı başlarken rakibi karşısında yakaladığı 13-2’lik seri ile farkı 2 sayıya kadar indirdi (70-72). Etkili oyununu sürdüren Ay Yıldızlılar, ev sahibi ekip karşısında çok iyi savunma yaparak 79-78 öne geçti. Ancak her iki takım da birbirine üstünlük kuramadı ve normal süre 81-81’lik eşitlikle tamamlandı.

Karşılıklı basketlerle geçilen ilk uzatma 93-93 eşitlikle tamamlandı. İkinci uzatmaya iyi başlayan B Milliler, farkı 3 sayıya kadar çıkardı. Ancak bitime 4 saniye kala bulduğu üçlükle İtalya maçı üçüncü uzatmaya taşıdı (109-109). Üçüncü uzatma periyoduna hızlı başlayan B Milli Erkek Takım, farkı 4 sayıya çıkardı. Üstünlüğünü maç sonuna kadar koruyan milliler sahadan da 3 uzatma sonunda 121-119 galip ayrıldı.

B Milli Erkek Takım’da Engin Atsür 26 sayı- 5 ribaund- 5 asistlik performans ile göz doldururken, Sinan Güler 20 sayı- 7 ribaund, double double yapan Cemal Nalga 18 sayı- 14 ribaund- 2 asist, Barış Hersek 17 sayı- 6 ribaund- 3 asist, Hakan Demirel 12 sayı- 4 ribaund- 2 assit, Yunus Çankaya ve Erkan Veyseloğlu ise 11’er sayı ile mücadele ettiler.

Teramo Spor Salonu’nda oynanan mücadelenin ilk periyodunda büyük çekişme yaşandı. Her iki takım da karşılıklı basketler bularak oyunu dengede tuttu. Hakan Demirel ve Barış Hersek ile basketler bulan B Milli Erkek Takım ilk periyodu 20-19 önde tamamladı.

İkinci periyotta toparlanan İtalya savunmasını sertleştirirken millilerimizi üst üste top kayıplarına zorladı. Daniele Cinciarini ve Pietro Aradori ile üst üste basketler bulan ev sahibi ekip üstünlüğü de ele geçirerek farkı açtı. İtalya soyunma odasına da 32-45’lik skorla girdi.

İkinci yarıda farkı kapatmaya çalışan B Milli Erkek Takım, Engin Atsür, Sinan Güler ve Cemal Nalga ile basketler buldu. Ancak skor üstünlüğünü sürdüren ve farkın tek hanelere inmesine izin vermeyen İtalya son periyoda da 57-70 önde girdi.

Final periyoduna fırtına gibi giren B Milli Erkek Takım üst üste basketler bularak rakibi karşısında 13-2’lik seri yakaladı. Farkı da 2 sayıya kadar indiren Ay Yıldızlılar rakibi karşısında etkili oyununu sürdürdü. Rakibine özellikle ribaundlarda büyük üstünlük kuran B Milliler, basketler bulmaya devam ederek 79-78 öne geçti. Son dakikalarda her iki takım da birbirine üstünlük kuramadı ve normal süre 81-81 eşitlikle tamamlandı.

Uzatma periyodunda Cemal Nalga ile boyalı alanda etkili olan Ay Yıldızlılar, Sinan Güler ve Barış Hersek’in de skora katkısı ile öne geçti. Ancak son dakikalarda tekrar oyuna dengeyi getiren İtalya ilk uzatmanın skorunu tayin etti (93-93).

İkinci uzatmaya hızlı başlayan Ay Yıldızlılar, son dakikaya 3 sayılık avantaj ile girdi. Bulduğu üçlük ile İtalya tekrar eşitliği yakalarken, milliler Erkan Veyseloğlu ile kullandığı atışı değerlendiremedi ve ikinci uzatma periyodu da 109-109’luk eşitlikle bitti.

Üçüncü uzatma periyodunun son 1:45 dakikasına 118-114’lük skorla üstün giren Ay Yıldızlılar, son saniyelere de skora avantajını elinde bulundurarak girdi. Bitime 20 saniye kala Engin Atsür ile serbest atış çizgisinde 2’de 1 isabet ile oynayan milliler farkı 2 sayıya çıkardı (121-119). İtalya’nın sayı bulmasına imkân vermeyen Ay Yıldızlılar, sahadan da 121-119 galip ayrıldı.


SALON: Teramo Spor Salonu

B MİLLİ ERKEK TAKIM (121): Yunus Çankaya 11 (3 ribaund- 1 asist), Erkan Veyseloğlu 11 (1 ribaund), Engin Atsür 26 (5 ribaund- 5 asist), Hakan Demirel 12 (4 ribaund- 2 asist), Mutlu Akpınar 3 (1 ribaund- 1 asist), Sinan Güler 20 (7 ribaund- 4 asist), Cihad Şahin 2 (5 ribaund), Mutlu Demir 1 (1 ribaund), Barış Hersek 17 (6 ribaund- 3 asist), Cemal Nalga 18 (14 ribaund- 2 asist- 2 blok)

İTALYA (119): Fredecico Bolzonella 7 (2 ribaund- 1 asist), Lorenzo D’Ercole 12 (4 ribaund- 1 asist), Marco Allegretti (3 ribaund), Daniele Cinciarini 26 (4 ribaund), Giuliano Maresca 5 (1 ribaund- 1 asist), Pietro Aradori 29 (4 ribaund- 2 asist), Alessandro Cittadini 4 (2 ribaund), Tomasso Rinaldi 12 (6 ribaund), Luigi Datome 16 (16 ribaund), Andrea Renzi 6 (3 ribaund), Andrea Crosariol 2 (1 ribaund- 1 asist)

1.PERİYOT: 20-19
2.PERİYOT: 12-26
3.PERİYOT: 25-25
4.PERİYOT: 24-11
1. UZATMA: 12-12
2. UZATMA: 16-16
3.UZATMA: 12-10


Aleaddin Yakan: Muhteşem bir galibiyet!

16. Akdeniz Oyunları'nda İtalya'yı 3 uzatma sonunda 121-119 mağlup eden B Milli Erkek Takım'da antrenör Aleaddin Yakan muhteşem bir galibiyet aldıklarını söyledi.

İtalya karşısındaki çok önemli bir galibiyet elde ettiklerini ifade eden B Milli Erkek Takım İdarecisi Celal Arısan “İlk yarıda istediğimizi yapamasak da çok önemli bir galibiyet aldık. 3 uzatmada kazandık. Her defasında onlar son hücumları kullanarak oyunu dengeyi getirdi. Takım olarak çok iyi mücadele ettik ve oyuncularımız 55 dakika boyunca çok iyi direnç gösterdi. Grupta oynadığımız 3 maçı da kazanarak grup birincisi olduk. Çeyrek finaldeki rakibimiz de Fas. Onları da yenerek yolumuza devam etmek istiyoruz” dedi.

Kenardan gelen oyunculardan çok önemli katkılar aldıklarını belirten B Milli Erkek Takım’da antrenör Aleaddin Yakan ise maç sonrasında yaptığı değerlendirmede “Maça istediğimiz gibi başlayamadık. İlk yarıyı da 13 sayı geride kapattık. İkinci yarıda pres yaparak maça ortak olduk. Uzatma bölümlerinde oyunu önde götüren taraf biz olduk. Oyuncularımız hiçbir şekilde vazgeçmedi ve bu bizim için çok önemliydi. Kenardan gelen oyuncularımız da inanılmaz katkılar yaptılar” diye konuştu.

5 faul alan birçok oyuncu olduğunu bu nedenle 5 kısa ile mücadele ettiklerinin altını çizen Yakan “Hakan Demirel, Mutlu Akpınar, Cemal Nalga ve Barış Hersek 5 faul ile oyun dışında kaldı. Ancak kenardan gelen oyuncular inanılmaz özveri ile oynadılar. Ev sahibi İtalya karşısında seyircisi önünde muhteşem bir sonuca imza attık. Bütün oyuncularımı yürekten kutluyorum” dedi.

Kısa bir hazırlık dönemi geçirdiklerini ve bu dönemde sakatlıklar yaşandığını da belirten Yakan “Çok kısa süredir çalışmamıza rağmen oyuncular sanki uzun zamandır birlikte oynuyor gibiler. Topu çok iyi paylaşan, kolay pes etmeyen bir takımız. Çeyrek finaldeki rakibimiz Fas. Onlar da gruplarını son sırada tamamlasa da kaybettikleri maçlarda sonuna kadar savaştılar. Bu nedenle Fas maçını kazanarak İtalya galibiyetinin anlamını arttırmak istiyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

Marijonas Petravicius, Armani Jeans Milano'da!..



A.J. Milano, Petravicius ile anlaştı
Avrupa'da birçok takımın yakın takibinde olan Marijonas Petravicius, İtalyan Armani Jeans Milano'ya transfer oldu.

Geçtiğimiz sezon Lietuvos Rytas ile Eurocup şampiyonluğu yaşayan ve Final 8'de MVP seçilen Marijonas Petravičius, Armani Jeans Milano ile iki yıllık sözleşme imzaladı.

Litvanyalı oyuncu, birkaç hafta evvel Valencia ile iki yıl için 1.8 milyon avro karşılığında anlaşma yapmak üzereyken görüşmelerin durması sonucu transfer gerçekleşmemişti. Petravičius ile Maccabi Electra Tel-Aviv, Khimki Moskova gibi takımların da transfer teklifi olmasına rağmen, A.J. Milano'yu tercih etti.

24 Ekim 1979, Šilalė / Litvanya doğumlu Marijonas Petravičius, geçtiğimiz sezon Eurocup'ta 15 maça çıkmış, maç başına 12,9 sayı 6,1 ribaunt 0,5 asist ve 12,9 verimlilik puanıyla oynamıştı.

Antalya Büyükşehir Belediye'den üç transfer!..



Antalya, transfere devam ediyor...
Beko Basketbol Ligi takımlarından Antalya Büyükşehir Belediyesi Basketbol Takımı, 3 yeni oyuncuyu daha kadrosuna katarak transferlerini sürdürdü.

Daha önce Önder Külçebaş, Oktay Yılmaz ve Umut Yenice’yi renklerine bağlayan Büyükşehir Belediye, bugün Atatürk Kapalı Spor Salonu’nda yapılan imza töreniyle üç yeni oyuncuyu daha kadrosuna kattı. Kulüp Başkanı Recep Tokgöz, yeni transferler Hakan Erol, Caner Şentürk ve Salih Uğraşan’ın katıldığı imza töreninde konuşan Tokgöz, şu ana kadar altı yerli transfer gerçekleştirdiklerini açıkladı. Bir ya da iki yerli transfer daha yapacaklarını belirten Tokgöz, yabancı transferde de üç Amerikalı oyuncu almak istediklerini kaydetti.

Kepez Belediyespor’dan transfer edilen 2.00 metre boyundaki Hakan Erol, Büyükşehir’in her zaman zirveye oynayan bir takım olduğunu ve bu takımda forma giymeyi hep çok istediğini söyledi. Forvet oyuncusu Erol, Antalya’yı play-off’a çıkarmak için oynayacaklarını kaydetti.

İTÜ’den alınan 2.00 metre boyundaki pivot oyuncusu Salih Uğraşan da Antalya’nın kendisini transfer etmesinden çok memnun olduğunu vurguladı. Antalya Büyükşehir Belediye Basketbol Takımı’nın iyi bir takım olduğunu dile getiren Uğraşan, takım arkadaşlarıyla iyi bir uyum göstereceklerini belirtti.

Erdemirspor’dan transfer edilen 1.94 metre boyundaki forvet oyuncusu Caner Şentürk de play-off için mücadele edeceklerini söyledi.

Kaya Peker'den çarpıcı açıklamalar!..



"Bunların yaptıkları kandırmaca!"
Ay-Yıldızlı formayı Okur bile giyemiyorsa ortada ciddi bir problem var

Efes ile Fenerbahçe arasında oynanan final serisindeki performansıyla Lacivert-Beyazlıları şampiyonluğa taşıyan Kaya Peker, Tanjeviç tarafından Milli Takım'a seçilmemesini Zaman'a değerlendirdi.

Aynı şeyi All-Star'da yaşadığına dikkati çeken başarılı basketbolcu, "All-Star ilk devre arasında oynanmıştı. İstatistiklere bakıldığında benim de orada olmam gerekiyordu. Ancak yoktum. Milli Takım'a girememek de beni çok üzüyor." ifadesini kullandı.

Ergin Ataman'ın kendisine olan inancı ve desteğinden mutluluk duyan Kaya Peker, bir gün Milli Takım'da bir Türk antrenör olursa, Ay-Yıldızlı formayı yeniden giymek istediğini söyledi. Bunun gerçekleşmesi durumunda başarının geleceğine işaret eden Peker şöyle devam etti: "Türkler en iyi birbirlerini anlar. Birçok başarılı Türk antrenör var. Neden oraya getirilmiyorlar anlayamıyorum. Ama Milli Takım'a girememem Tanjeviç ile sınırlı değil. Federasyon da bunun içinde. Yabancı oyuncuların da Milli Takım'a katılmasına karşıyım. Biz 70 milyon nüfustan 10 kişi çıkaramıyorsak başarılı olamayız." Milli Takım'a seçilen arkadaşların kendisini arayıp üzüntülerini dile getirdiğini vurgulayan tecrübeli oyuncu, sitemkâr konuştu: "Benim onlarla birlikte olmamı çok istiyorlardı. Ama ben seçilmeyeceğimi biliyordum. Türkiye Mehmet Okur'u kullanamıyorsa herkes oturup düşünmeli. Mehmet'in yanında iyi bir sezon geçiren Tutku Açık ve Erman gibi birçok ismi de sayabiliriz. Bunların yaptıkları tam olarak kandırmaca. Milli Takım'ın basketbolcu yetiştirme yeri olduğunu düşünmüyorum. Ben onlarla olmasam da arkadaşlarıma Polonya için dua edeceğim. İnşallah başarılı olurlar."

Mesut Yıldırım / Zaman

29 Haziran 2009 Pazartesi

Barcelona, Pete Mickeal'ı transfer etti...



Barça, Pete Mickeal ile anlaştı
TAU Ceramica'nın forveti Pete Mickeal Barselona'ya transfer oldu.

22 Şubat 1978 Rock Island, Illinois / ABD doğumlu Mickeal, 1.99 m boyunda ve forvet mevkiinde görev yapıyor.

2007-2008 sezonunda ACB'de şampiyonluğa ulaşan TAU Ceramica ile final serisinin en değerli oyuncusu seçilen Pete Mickeal, geçtiğimiz sezon Euroleague'de 19 maça çıktı, maç başına 10,7 sayı 5,6 ribaunt 1,0 asist 1,1 top çalma ortalamaları yakaladı. ACB'de ise 38 maçta forma giyen Mickeal, 12,4 sayı 4,8 ribaunt 1,1 asist 1,0 top çalma istatistikleri yakaladı.

Barselona, Pete Mickeal ile iki yıllık sözleşme imzaladı.

Ergin Ataman'dan önemli açıklamalar...



Ataman, gündemi değerlendirdi
Efes Pilsen koçu Ergin Ataman, Basketbol Panorama'ya katıldı ve merak edilenlere açıklık getirdi.

Beko Basketbol Ligi'nde sezonu şampiyon olarak kapatan Efes Pilsen'in teknik adamı Ergin Ataman, Sky Turk'de katıldığı programda çarpıcı açıklamalara imza attı. Nejat Sayman'ın sunduğu 'Basketbol Panorama' da basketbol yazarlarının ve kamuoyunun sorularını yanıtlayan Ataman, şampiyonluk öyküsünden, milli takım, Federasyon Başkanı Turgay Demirel'e kadar birçok konuda özel açıklamalarda bulundu. En büyük hedefinin Efes'i Avrupa'da yukarı taşımak ve Final Four olduğunu vurguladı.


İşte Ataman'dan çarpıcı açıklamalar...

''OYUNCULARIM KAFAMIZDAKİNİN YÜZDE 90'INI GERÇEKLEŞTİRDİLER''
Uzun bir final serisi oynarken, kadroların ve coaching ağırlığını maçlar ilerledikçe daha iyi hissediyorsunuz. Bu uzun sürede yaptığınız hataların yanısıra rakibinizin eksiklerini de analiz etme şansı buluyorsunuz. Yardımcılarımla her pozisyonu tek tek analiz ettik. İki takımda o kadar denkdi ki, savunmalar hücumları kilitlemiş durumdaydı. Bu noktada en önemli ve ilk hücum kozumuz olan Charles Smith'i Ömer Onan gerçekten iyi savundu. Bu noktada eşleşmeleri değiştirerek karşı bir hamle yaptık. Oyun kilitlendiğinde ise Shumbert'i dışarı açtık. Rakibimizin sert savunmasını da pick and roll ile bertaraf ettik. Oyuncularım bizim düşündüğümüz taktilerin yüzde 90'ını gerçekleştirdiler.

''EN BÜYÜK HATAM SMITH'DE ISRAR ETMEKTİ''
Bu zorlu seride takımı elinizde tutabilmeniz için oyun disiplininden kesinlikle kopmamanız gerekiyor. 2-0 geriye düştüğümüzde o iki maçta da oyunu uzun bir süre önde götürdük. Belki bu maçlarda bazı değişiklik yapmamız lazımdı. En büyük hatamız; Charles Smith'de çok fazla ısrar etmemiz oldu. İkinci maçta oyuna topu sokmakta zorlandık ve top kaybettik. Yani o gün oyunda adeta dağıldık. Seride Charles Smith'in çok inişli çıkışlı bir grafiği oldu. Oyunun sertleştiği anlarda Fenerbahçeli oyuncular onu durdurdular. Ancak aynı Smith atletik özelliklerini iyi kullandı. Kollarının çok uzun olmasıyla yaptığı bloklar takımımıza dinamizm getirdi. Bize bazı konularda yeterince destek verdi. Smith'i yeni sezonda ise 10-15 dakika kenardan gelerek katkı sağlamasını çalışacağız. Nitekim verimli olduğu Real Madrid'de de sahada Mumbru ve Bullock oynuyor, kendisi kenardan gelip, takıma destek sağlıyordu.

''A.ŞAHENK'DE REVİZYON ŞART'
Avrupa'daki maçlarımızın aksine Türkiye Ligi'nde çok fazla bir seyircimiz bulunmuyor. Geçtiğimiz yıllarda Abdi İpekçi'de ciddi sıkıntılar yaşadık. Oyuncularım Ayhan Şahenk'de oynamaktan daha çok mutlu oluyorlar. Orada iyisiyle kötüsüyle bir atmosfer yakalamayı başardık. Bu salonda Fenerbahçe ile oynanan final serisine kadar maç kaybetmedik. Ancak Ayhan Şahenk Spor Salonu'nun da ciddi sorunları var. Yıllar geçtikçe bu güzel salon eskimiş. Işıklandırma ve soyunma odaları yetersiz. Euroleague'in 2010 kadar getirdiği minimum 5 bin seyirci kapasiteli salon kuralı bulunuyor. Açıkcası A.Şahenk'in en azından Euroleague standartlarına getirilmesi için çok ciddi revizyon yapılması gerekli. Darüşşafaka yönetimi ile kulübümüzün bir takım görüşmeleri var. Eğer görüşmeler olumsuz sonlanırsa bir başka arayışa da geçebiliriz. Bu salonda kafamızdaki gerçekleştirebilirsek, çok ciddi saha avantajları yakalayabiliriz. Bu noktada Darüşşafaka Cemiyeti'nden yardım bekliyoruz.

''DEVLET UYGUN BİR YERDE SALON İÇİN ARSA VERMELİ''
Bu arada salon için çalışmamız var. Belki 10 bin kişilik değil ama Türkiye Lig standarlarına uygun bir salon planlıyoruz. Euroleague için 10 bin kişilik salonun maliyeti arsa bedeliyle birlikte 30-35 milyon doları bulur ki, bu kulüp için pek rantabl bir proje olmaz. İstanbul'da ciddi bir ulaşım sorunu yaşanmayan bir bölgede Efes Pilsen'e devlette bir arazi tahsis ederse, böyle bir yatırım gerçekleştirilebilinir. Akatlar'daki salon belki konum açısından İstanbul'un en güzel salonlardan biri. Beşiktaş seyircisinin zaten bizim takıma bir sempatisi var. Ancak salonda Beşiktaşı'n sadece erkek ve bayan basketbol değil, voleybol takımlarının da yoğun bir çalışma programı var. Ayrıca salona isimini de veren sponsor Cola Turka bizim sektördeki ortağımız Coca Cola'nın da rakibi konumunda.

''REKABETİN OYUNCULAR DÜZEYİNDE OLMASI LAZIM"
Euroleague'in üst düzey takımlarına baktığınızda 6 yabancı, hatta 1-2 tane vatandaşlığına geçmis 7-8 yabancı oyunculu olduğunu görüyorsunuz. Bizdeki 3+2 yabancı kontenjanı oturdu. Avrupa'da üst sıraları hedeflerken 5+1 ile her hafta bu hafta kadrodan 1 oyuncu yoksun demek anlamı taşıyor. Bu da çok ciddi sıkıntılara neden oluyor. Bu rahatsızlık oyuncuya yansıyor ve Euroeague maçında performans düşüyor. Rekabetin oyuncular düzeyinde olması lazım.

''ATLETİK UZUNA İHTİYACIMIZ VAR''
Takım olarak Kerem Gönlüm'den farklı özelliklere sahip bir 4 numara arıyoruz. Kakiouzis'den daha atletizme ağırlık veren bir uzunu kadromuza dahil etmek istiyoruz. Bu noktada adımızla anılan ve benim de çok beğendiğim Ersan İlyasova keşke Avrupa'da oynamak isteyip, serbest olsa da biz de kadromuza katsak. O Avrupa'nın en iyi 4 numaralarından biri. Menajeriyle konuştuğumuzda ise NBA'ye dönme arzusunda olduğunu öğrendik. Marcus Haislip gibi bir atletik uzuna ihtiyacımız var. Zaten Kaya ve Kerem Gönlüm sırtı dönük oynayabiliyor. Tam bir 5 numara oan Mario Kasun'un yanısıra bizim için şut sokabilen, ribaund alıp, blok ve savunma yapan tam bir 4 numaraya ihtiyacımız var.

''DEMİREL'DEN SAYGI BEKLERDİK''
Son maçta orada çok tatsız olaylar oldu.Tam bir sinir savaşı yaşadık. 45-50 dakika soyunma odasında seyircinin salonu boşaltmasını bekledik. Biz kurumlar, seyircilere ve basına saygımızdan dolayı o yaşadığımızı yüksek strese rağmen, kupa törenine çıktık. Soyunma odasında bazı oyuncularım 'kupayı bize göndersinler' diye bir düşünceye sahipti ama biz bir basketbol markası olmanın ağırlığıyla oraya çıkıp kupamızı aldık. TBF'nin en yüksek düzey makamı olan Başkanı'nın kupayı vermesini isterdik. Am yine de kendisini çok sevdiğim Metin Şahin'den kupamızı aldık. Biz salonda kalarak ve bekleyerek herkese saygımızı gösterdik. Ama aynı saygıyı göremedik.

''BAŞKAN HATA YAPTIĞINI KABULLENMİYOR''
Aramızda çok fark var. Statü farkı var; O TBF Baskanı, bense bir antrenörüm. Başkan Turgay Demirel'in hoşuna gitmeyen durumum, doğruları hep söylemem ve Türk antrenörlerini başarıyla temsil eden biri olmamdı. Euroleague'de 2 Final Four, 1 Saporta Kupası Şmpiyonluğu ile sanırım Avrupa'da Ataman isimi bir marka. Hepimizin arkasında Aydın Örs var. Biz Türk basketbol ekolünün yaratıcısıyız. Milli Takımdaki oyuncuları biz yetiştirdik. Ben de bunu savunuyorum. Biz ekol yaratmışken, Milli Takımın başında bir yabancı antrenörü görmek biz Türk teknik adamlar için büyük bir saygısızlıktı. Zaten Tanjevic'in 2003'den bu yanan ortada aldığı başarılı bir sonuç ve bir madalya da yok. Hidayet, Mehmet Okur'lu kadrolarla Dünya 6.'lığı ve son iki Avrupa Şampiyonası'nda ilk 8'e giremeyen sonuçlara imza atıldı. Nedense bu şampiyonaların ardından gündem başka yerlere çekildi. Sayın Demirel'in ilk başkanlığındaki yeniliklere bir sözüm yok. Turgay Demirel'in hırslı bir insan ve hata yaptığını demek istemiyor. Ancak böyle bir tavır içinde olması da beni rahatsız ediyor.

Şampiyonluk sonrası bana kutlama mesajı atan TBF Yonetim Kurulu üyeleri vardı. Sayın Demirel, beni gördüğünde selam vermez. Türk basketbolu için yaptıklarımdan dolayı kendilerinden bir tebrik bile almadım.

''MİLLİ TAKIM İÇİN 5-6 TÜRK TEKNİK ADAM VAR''
Turkiye'de maalesef çeşitli görüşlerle etki altında bırakılmak isteniyor. Antrenörler bu konulara girmek istemiyor. Sezon öncesi coach seçimleri yapılarken, bazı tavsiyeler yapılıyor. Aydın Örs'ün görüşü bellidir. Biz Tanjevic'in emeğine saygılıyız. Fakat bizler bunu yapamıyoruz sadece Tanjevic yapıyor şeklinde yorum yapılmasına isyan ediyoruz. Kamuoyuna şunu sormak istiyorum. Fenerbahçe Ülker'in ilk beşine bakın. Madem bu kadar gençti Oğuz Savaş ve Ömer Aşık nerede peki ? Tanjevic çok ciddi markadır. Ama bugün Türkiye de en az 5-6 tane üst düzey Türk coach var. Milli takımda Türk teknik adamın bulunması Türk oyuncularının çok hoşuna giderdi.

''KAYA PEKER NEDEN YOK ?''
Milli Takımda 2 tane NBA'de final oynamış oyuncumuz vardı. Dünya Şampiyonu İspanya'nın en önemli kulüp takımı olan Barcelona'da başarıyla oynayan Ersan'ın yanısıra Euroleague'de mücadele eden Efes Pilsen ve Fenerbahçe Ülker'de forma giymiş çok sayıda oyuncularımız var. Ama bütün bu kaliteli kadroya rağmen maalesef hala ışık yok. Son 2 Avrupa Şampiyonası'nda ilk 8'e giremedikçe ve madalya alamadıkça başarılı olduğumuz söylenemez. Sporda önemli olan sonuçtur. Bu kez Polonya'daki Avrupa Şampiyonası'nda madalya almamız, Dünya Şampiyonasında favori olduğumuzu göstermemiz lazım. Bu treni bu kez kaçırmamız lazım. Milli Takımda neden Kaya Peker yok da, sezonda verimli olmayan Cemal Nalga var. Geçmişte bir takım hatalar yapmış olabilir ama bunlar zaman zaman yaşanabilir. Bütün sezon savaşçı ruhuyla neler yapabileceğini göstermişken, sevgisizlik ortamı buna neden oluyor. Oturun Kaya ile bir konuşun. Bu arada gençlik opearasyonu varsa 32'lik Bekir neden milli takımda ?

''MİLLİ TAKIMDA PROFESYONELLİK OLMAZ''
Tanjevic'in geçmişteki kariyerine saygım var. Ama bugün biz Türk antrenörlerinden üstün olmadığını ilk kez sahada göstermek şansı yakaladım. Bizim ekol şampiyon olurken, ciddi bir üstünlük sağladık. Kupayı da kazandığımız görülürse, teknik olarak hiç de ondan aşağıda olmadığımız görüldü. Bu arada şayet bir kulüp takımı çalıştırıyorsam milli takımdan maaş almak bana biraz anlamsız geliyor. Milli Takım da yer almak ve çalışmak bir onurdur. Milli Takımda profesyonellik bana anlamsız geliyor. Herhangi bir takımda çalışmıyor ve 12 ay milli takımda calısırsanız doğal olarak bunun karşılığını alabilirsiniz.

Mehmet Okur'suz daha iyi oynayacağına inanıyorsanız bunun sonucunun sorumluluğunu da üstünüze alacaksınız. Önemli olan 2001'deki finalden sonra madalya kazanılmamış olmasıdır. Bir başarısızlık varsa sorumluluk oyuncuların değil teknik ekip ve yönetimindir. Milli takım bir sevgi ortamıdır. Türkiye Şampiyonluğu kadar oyuncularımın bana olan sevgi ve saygısı benim için herşeyden önemlidir. Yoksa isterseniz Kobe Bryant'ı getirin, yine basarılı olamazsdınız

''ENGİN'İ OYNATMAK İSTEDİM''
Engin Atsür'ün durumu tamamen bir idari mesele. Engin'i büyük ümitlerle transfer etmiştik ancak topuğunda kronik bir sakatlık baş gösterdi. Kulüp doktorları sezon sonunda ameliyat olmasını kendisine söylediler. Ancak bir an önce ameliyat olmak istemesiyle bir anlaşmazlık çıktı. 3-3.5 ayda iyleşti ama idari anlamda bir sıkıntılar oluştu. Sonuçta 4 aylık sezon kaybı vardı. Engin oynamak, ben de oynatmak istiyordum.

''İKİ HAYAL KIRIKLIĞIM OLDU''
Mario Kasun geçirdiği 5 aylık sakatlık nedeniyle takımdan erken kopunca benim açımdan ilk hayal kırıklığımı yaşadım. Özellikle Euroleague' için kendisini takımın en pahalı oyuncusu olarak transfer etmişken, Avrupa'yı erken kapadık. Bir diğer hayal kırıklığım ise Vujanic oldu. Onun Partizan ve Barça'daki haline ulaşacagına inanıyordum. Avrupa'daki en başarısızlığımız bu iki hayal kırıklığından kaynaklandı.

Turkbasket

Tofaş, Mehmet Yağmur ve Marco Kolaric'i kadrosuna kattı



Tofaş'ta, Yağmur ve Kolaric ile imzaladı.
Beko Basketbol Ligi'ne yükselen Tofaş, Beşiktaş Cola Turka'dan Mehmet Yağmur ve Çanakkale Belediyespor'dan Marko Kolariç'i transfer etti.

Tofaş Kulübünden yapılan yazılı açıklamaya göre, transfer çalışmalarını tüm hızıyla sürdüren kulüp yönetimi, önceliği iç transfere verdi.

Kulüp, takım kaptanı Can Altıntığ ile Nezih Özbakır, Melih Sevda, Orçun Göllü ve Onat Akış'la yeniden anlaşma sağladı. Takım kadrosunda yer alan Hadi Özdemir ve Rahim Rızvanoğlu ise yeni sezon için serbest bırakıldı.

Dış transfer çalışmalarını da sürdüren kulüp, geçen sezon Beşiktaş Cola Turka kadrosunda yer alan Mehmet Yağmur'la anlaşarak, ilk transferini gerçekleştirdi. Geçen sezon 34 maçta 21,1 dakika ortalama süreyle görev alan Mehmet Yağmur, maç başına 7,8 sayı 2,6 asist ile sezonu tamamladı.

Tofaş, yabancı transferine ise geçen sezon Çanakkale Belediye'de çok iyi bir sezon geçiren Marko Kolariç'i alarak başladı. Geçen sezon TB2L'de 30,7 dakika ortalama süreyle görev yapan Kolaric, maç başına 16,1 sayı 8,5 ribaunt 1,8 asist ve 2,1 top çalma ortalamasıyla oynadı.

Kulüp, altyapısında yetişen Furkan Eskici, Burak Özer, Doğancan Tokmak ve Uğur Dokuyan'ı da A takım kadrosuna aldı.

27 Haziran 2009 Cumartesi

Darjus Lavrinovic, Real Madrid'de!..



Real, transferde hız kesmiyor...
Litvanyalı pivot Darjus Lavrinovic, Real Madrid ile anlaştı.

Geçtiğimiz sezon Rusya'nın Dinamo Moskova takımında forma giyen Litvanyalı Darjus Lavrinovic Real Madrid'e transfer oldu.

1 Kasım 1979 Litvanya doğumlu, 2.12 m boyundaki Lavrinovic, geçtiğimiz sezon Dinamo Moskova formasıyla Eurocup'ta 13 maça çıkmış, maç başına 8,2 sayı 4,2 ribaunt 1,1 asist 1,3 top çalma 1 blok istatistikleriyle oynamıştı. Rusya Ligi'nde ise 23 maçta 9,9 sayı 5,7 ribaunt 1,6 asist 1,3 blok ortalamaları yakalamıştı.

Virginijus Praskevicius, faal basketbolculuk kariyerine son veriyor



Praskevicius, kariyerini noktalıyor
Bir dönem Türkiye'de Beşiktaş ve Ülkerspor forması da giyen Litvanyalı Virginijus Praškevičius, basketbolculuk kariyerini bitirme kararı aldı.

35 yaşındaki Praškevičius, önümüzdeki sezon Siauliai'de genç ve düşük maliyetli oyuncuların tercih edilecek olması sebebiyle aktif basketbolculuk kariyerini noktalamaya karar verdi.

2003'de Litvanya Milli Takımı ile Avrupa Şampiyonluğu yaşayan Praškevičius, kariyerine 1994'de Lavera Kaunas'da başladı. Bugüne dek 12 farklı takımda forma giyen Virginijus, geçtiğimiz sezon Siauliai ile Litvanya Ligi'nde (LKL) 26 maçta oynadı, 11,3 sayı 5,7 ribaunt 2,0 asist 0,8 top çalma 14,4 verimlilik puanıyla mücadele etti. Baltık Ligi'nde ise 20 maçta görev yapıp 12,5 sayı 6,3 ribaunt 2,2 asist 1,0 top çalma 15,2 verimlilik puanı istatistikleri yakaladı.




Tam Adı: Virginijus Praškevičius
Doğum Tarihi: 04.03.1974
Doğum Yeri: Kaunas / Litvanya
Boyu: 2.06 m
Kilosu: 108 kg
Mevkii: Forvet

Oynadığı Takımlar
Lavera Kaunas (1994-95)
Atletas Kaunas (1995-96)
Minnesota Timberwolves (1996-97)
LaCrosse Bobcast (1997)
Zalgris Kaunas (1997-98)
Beşiktaş (1998-2000)
Telindus Ostende (2000-02)
Ülkerspor (2002-03)
Hapoel Tel-Aviv (2003-04)
Ülkerspor (2004-05)
Upea Capo D'Orlando (2005-06)
Baloncesto Fuenlabrada (2006-07)
BC Šiauliai (2007-09)

Başarıları
U-18 Litvanya Milli Takımı (1994)
U-22 Litvanya Milli Takımı (1996)
U-22 Litvanya Milli Takımı Avrupa Şampiyonluğu (1996)
Litvanya milli Takımı (1994, 2000, 2002, 2003)
Saporta Kupası Şampiyonluğu (1998)
Litvanya Ligi Şampiyonluğu (1998)
Belçika Kupası Şampiyonluğu (2001)
Belçika Ligi Şampiyonluğu (2001, 2002)
Türkiye Cumhurbaşkanlığı Kupası Şampiyonluğu (2002)
Litvanya Milli Takımı Avrupa Kupası Şampiyonluğu (2003)
Türkiye Kupası Şampiyonluğu (2003)
Fiba Avrupa Ligi All-Star Maçı (2004)
Fiba Avrupa Ligi Bronz Madalyası (2004)
Litvanya Ligi Bronz Madalyası (2008)

Kaan Kural, hakkında bilinmeyenleri anlattı...



Kaan Kural röportajı
Kaan Kural: "Yiğiter Uluğ olmasa bu işe başlamaz, İbrahim Saten olmasa bir yere gelemezdim. Allah'ın şanslı kuluyum."

MEDYATAVA RÖPORTAJ: Vatan gazetesinin Basketbol yazarı Kaan Kural, Sayım Çınar’ın sorularını yanıtladı. Kaan Kural gazeteciliğe nasıl başladığını, Robert Kolejli olmanın avantajlarını, yeni kitap projelerini ve de 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası anlattı.

Kaan Kural kimdir, gazeteciliğe ne zaman ve de hangi koşullarda başladı? Biraz kendinden söz eder misiniz?

Üniversitedeyken Spor&Spor isimli bir dergiyi takip ediyordum. Çok güzel NBA yazıları olurdu. Bir gün bu yazılar aniden kesildi. Ben de 1-2 ay bekleyip yazılar başlamayınca dergiyi aradım. Bana “NBA yazan arkadaşımız işten ayrıldı” dediler. Ben de nereden estiyse “Ben NBA’i yakından takip ediyorum. İsterseniz size yazabilirim” dedim. “Bir tane örnek yolla” dediler. Yolladım. Beğendiler, basıldı. Sonra düzenli yazmaya başladım. İşin ilginci o zamanlar işten ayrılan eski NBA yazarı şu an benim NTV’de editörlüğümü yapan Erkan Arseven’miş.

Türkiye Ligi ile ilgili röportaj vs de yapmaya başladım. O sırada Yeni Yüzyıl Spor Müdürü olan Yiğiter Uluğ’un ilgisini çekmiş yazılarım. Bir buçuk yıl hem okudum hem de ayda birkaç günümü ayırıp yazılar yazdım. Tam 1996’da mezun olduğum sırada Sabah grubu Fast Break dergisini satın almış ekip kuruyormuş. Yiğiter Uluğ’dan yardım istemişler. Uluğ da o sırada yeni kurulan NTV’ye geçmek üzere ancak beni düşünmüş. Benimle konuştu. “Yazı işleri müdürü olur musun?” dedi. Ben de “Abi yazı yazmak başka şey, dergi sorumluluğu başka. Nasıl yapıldığını bırak ben yazı işleri müdürü ne iş yapar onu bile bilmiyorum” dedim. Yanıtı beni ikna etti: “Günde kabaca sekiz saat çalışıyorsun, sekiz saat uyuyorsun, sekiz saat sana kalıyor. Sen sana kalan sekiz saati finanse etmek için mi çalışmak istersin, yoksa 16 saat kendine uygun yaşamak mı? Şimdi tecrübesizlikle biraz zorlanırsın ama üç-dört aya senden iyisi olmaz.” Hakikaten de üç-dört ay çok zorlandım ama sonra alıştım. Başlar başlamaz da Uluğ’dan sonra Yeni Yüzyıl spor müdürü olan İbrahim Seten’le tanıştım. İbrahim yazdıklarıma bir baktı ve Yeni Yüzyıl basketbol yazarı yaptı beni. Yıllardır da Yeni Yüzyıl’da, Sabah’da, Vatan’da müdürümdür. Açıkçası benimki büyük bir şans hikayesi. İlk yazdığım yazının Spor&Spor’da Altan Tanrıkulu ve Murat Yığcı gibi iki bilgili ele gitmesi. Daha sonra Uluğ gibi çok değerli birinin yazılarımı fark edip bana güvenmesi, yol göstermesi. Tam mezun olduğum sırada başka bir işe girmek üzereyken, medya aklımın köşesinden geçmezken Fast Break fırsatının çıkması, Uluğ’un pek çok kişinin aksine tanıdığı, desteklediği, birilerinin rica ettiği biri yerine hiç tanımadığı ama güvendiği bana öncelik vermesi hep inanılmaz şans ve tesadüfler zinciri. Burada da bitmedi şansım. Ardından İbrahim Seten gibi asla yaptığım işe karışmayan, kimsenin de dışarıdan müdahale etmesine izin vermeyen, beni eleştirecekse kendi eleştiren, envai çeşit baskıyı göğüsleyen, her daim destek olan çok özel bir müdürle çalıştım. Dışarıdan veya içeriden gelen baskılara sadece ‘aman kafam rahat olsun’ diye direnmeyen çok müdür var. İbrahim asla onlardan değil. Senin hakkını senden fazla korur. Uluğ olmasa bu işe başlamaz, Seten olmasa bir yere asla gelemezdim. Sanırım Allah’ın şanslı bir kuluyum.

Basketbol eleştirmenlerine medyada nasıl bakıyorlar?

Basketbol halen B tipi spor olarak kabul ediliyor. Basketbol eleştirmenleri de B tipi spor yazarı ne yazık ki. Pek çok gazetede basketbolu daha yeni işe başlayan muhabirler, fahri olarak yazan yazarların yaptığı bir ek iş. Gazeteler basketbola ve diğer sporlara yatırım yapmadığı, para harcamadığı, önem vermediği, gazetenin ağırlığında çok az yer aldığı için maalesef ikinci sınıf muamele görüyor. Son yıllarda biraz değişti ama temelde bu yaklaşım hep var. Açın bakın gazetelere. Her gazetenin ne kadar futbola eğildiğine bakın. Kaç yazar, muhabir, editör futbolla ilgileniyor? Kaç tanesi basketbolla? Mesela ben Sabah gibi dev bir gazetenin bünyesindeyken, İbrahim gibi bir müdürle çalışırken basketbolun hem yazarı, hem muhabiri, hem editörüydüm. Üstelik basketbolun maçı yoksa, haberi olmayacağı için dış haberleri hatta Trabzonspor haberlerini yapardım. Sonuçta basketbol ‘diğer işler’ başlığı altında bir meseleydi. Çoğu zaman basketbol basında ‘olması gereken’ bir ek iş gibi. Fransa Bisiklet Turu vs gibi. Ama dediğim gibi zamanla değişti. Vatan’a geldiğimde yıl 2002 olduğunda basketbol ‘diğer işler’den çıkmış kendi adına bir yer edinmişti. Kısıtlı ama en azından adı olan bir yer. Mesela her sabah gündem toplantısı olur. Sırasıyla gündemin önemli maddeleri sayılır. “Mehmet Topuz akşam ne dedi? Aziz Yıldırım hangi oyuncuyu takibe aldı? G.Saray’da kadro dışı kalan oyuncu kim? Nevzat Demir Tesisleri’nde yeni açılan halter salonu” vs hep tartışılır. Gazetenin en önemli yerleri bunlara ayrılır. Sonra sorulur. “Baskette dünyada ne var?” Bu yaklaşım bile yerini, ağırlığını anlatmaya yeterli bence. Yanlış anlaşılmasın bu doğal bir durum. Ben müdür olsam farklı mı olur. Benden zaten müdür falan olmaz da ben olsam da en fazla %10 değişir bu durum. Gazete halkın ilgi alanlarını, halk için haber niteliği taşıyan şeyleri yazar. Normal yani. Sonuçta doğal olarak da basketbol eleştirmenlerinin ağırlığı da yazdıkları sporla doğru orantılı. Futbolun yarısı kadar önemsenmezler genelde. İbrahim’i ayrı tutuyorum ama genelde bu hava hakim. Televizyonda farklı ama. Televizyonda sayfalara değil zamana göre yayın olduğu için her ne kadar futbol düzeyinde olmasa da basketbola olan ilgi ve verilen önem çok daha yüksek. NTV zaten pek öyle ayrım yapan bir yer değil. Ben 2002’de ilk kez yayına çıktığımda da bana büyük saygı gösterdiler. Sonuçta bana bir zaman dilimi veriyorlar. Ardından da gerek Fuat Akdağ, gerekse iş dışında da arkadaşım olan Erkan Arseven her zaman destek oldu. İşler iyi gitmediği dönemde de hep arkamda oldular. Ki zaten önemli olan da o. İşler iyi giderken herkes mutludur da işler sarpa sarınca genelde insanlar kaçacak delik arar. Ne Vatan’da, ne NTV’de bu başıma gelmedi. Ki emin olun başımı çok derde sokacak bir çenem var benim. Özellikle televizyonda işler daha zor. Yazarken hadi kontrol edebiliyorsunuz. Ekranda dilin kemiği yok. E ben de gevezeyim. Sözümü sakınmayı da sevmem. Akdağ-Arseven ikilisi bana kalkan olmaya kalkınca başlarına meteor yağdı yıllar içinde.

NTV de aslında bir başka şans benim adıma. Ne şanslıyım bazen inanamıyorum. 2002’de aslında NBA yayın hakları ilk alındığında yorumcu Murat Didin’di. Ama 1.5 ay sonra İtalya’ya koç olarak gitti. Bir anda boşta kaldı stüdyo programı ve maç yayını. Arkadaşım olan Erkan Arseven aslında o hafta için konuk gibi davet etti beni. Ama o hafta hiç yayıncılık bilmememe rağmen Murat Kosova’nın büyük desteği sayesinde idare ettim. Sonra bir hafta daha geldim. Sonrası geldi işte. O günden beri de değişmedi. Akdağ-Arseven beni koruyor. Kosova yayında zırvalamama engel olmaya çalışıyor. Gül gibi bol dikeni olan bir gül gibi geçinmeye çalışıyorlar benimle.

Genelde basketbol eleştirmenleri, futbol eleştirmenlerinden daha bilgili oluyorlar. Basketbolu futboldan ayıran en temel özellik nedir sizce?

Basketbol detaylı bir spor... Kuralları detaylı. Oyunun analizi detaylı... Her şeyi detay... Bunu yaşamadan, uzun süre takip etmeden yorum yapmak zor. Bugün futbolu hayatında bilmeyen bir Amazon yerlisi gelse 10 dakikada futbolla ilgili söyleyecek birkaç şeyi olur. Basit çünkü futbol… Ofsaytı çıkar. 10 dakika izlesen bütün kuralları, olan biteni anlarsın. Ha belki bu yalınlığı yorumlamak daha zordur. Ona bir şey diyemem. Ancak basketbol yalın değil, tersine detay üstüne detay var. Bu da bilgi birikimi ister. Temel fark bu... Ama ben hep söylüyorum. Futbol daha çok bağımsız değişkenlerin oyunudur, basketbol ise bağımlı değişkenlerin. Mesela bana hiç izlemediğim bir maçın istatistik kağıdını verin ben üç aşağı, beş yukarı ne olduğunu söyleyebilirim size. Basketbol büyük oranda rakamlara dökülebilir. Ama futbolun istatistik kağıdını gidin Mehmet Demirkol’a verin “Maçı izlemeden ne diyebilirim ki” olacaktır muhtemelen yanıtı. Basketbolda bir takım 25, diğeri 5 top kaybetmişse, diğer alanlarda dengeleyecek abartılı unsurlar yoksa 25 top kaybeden maçı da kaybeder. Futbolda istersen 10 kat top kaybet. Sonucu etkileyeceği kesin olamaz.



Kaan Kural’a göre Türkiye’ de basketbol eleştirmenleri denilince akla kimler geliyor?

Yiğiter Uluğ en başta elbette. Ben her alanda onu örnek aldım kendime. Özellikle yazarlık konusunda. Basketbol ve spora yaklaşımı tamam ama Uluğ’u bence asıl farklı kılan yazarlık tarafı. Spor yazarı iki kelimelik bir tamlama. Spor tarafını hadi bireysel olarak biraz kotardım diyelim. Yazarlık tarafında halen Uluğ’un yaptıklarını izliyor, takip ediyor, elimden geldiğince arayı kapatmaya çalışıyorum. Ama o da durmuyor sürekli daha iyiye gidiyor. Onun dışında da çok değerli analizciler, yazarlar var. Zaten biraz önce söylediğim gibi basketbol detay sporu, bilgi olmadan analizi olamaz. Bilimsellik olmadan yargıya varılamaz. İhsan Bayülken, yeni nesilden Ümit Avcı, Can İşbakan çok değerli isimler. Daha çok arkadaşımız var.

2010 Dünya Basketbol Şampiyonası hakkında ne söylemek istersiniz?Bu şampiyonanın ülkemizde olmasının avantajları nedir sizce?

Bir kere dünyanın o yıl yapılacak en büyük spor organizasyonlarından birine ev sahipliği yapacağız. Bence Dünya Kupası’ndan sonra 2010’un en büyük organizasyonu bu. Spor dünyasının merkezinde olacağız. Bundan büyük avantaj mı olur. Dünya’nın merkezi oluyoruz. Ayrıca yıldızları, dev bir mücadeleyi yakından izleme şansı olacak daha ne olsun. Ancak organizasyonda çok ama çok geç kaldık. Yine son dakikada yapıyoruz her şeyi. Federasyon’un hayalini kurduğu daha uzun vadeli kazanımların hiçbirini yazık ki hayata geçiremedik.

Robert College ve Boğaziçi Üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü mezunusunuz. Basında Robert mezunları hep iyi yerdeler. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Aslında basında çok fazla Robert mezunu yok. Ancak olanların da en azından iş ahlaklarının yüksek olduğuna, çalışmayı araştırmayı sevdiklerine eminim. Her iş kolunda olduğu gibi medyada da başarının anahtarı bu ilkeler. Robert’in önemli özelliklerinden biri bu ilkeleri aşılamaya gayret etmesidir.

Derin bir NBA bilginiz var. NBA'yi bu kadar sevmenizde yatan etkenler neler? Basketbol oyunu sevmenize neden olan en önemli etken nedir?

Robert Kolej’dir. Ben 1985’de okula ilk girdiğimde yatılı okurken NBA kasetleri vardı okulda. Onları izleyerek başladım. Lakers-Celtics final serilerini izlerken büyülenmiştim. Larry Bird’e hayran oldum. Sonra okulda az öğrenci olduğu için mecburen beni da basketbol takımına aldılar. Orada koç Dave Phillips benim için adeta baba oldu. Yatılıyım, evden uzağım, küçüğüm. Basketbol evim ailem oldu. Oradan başladı. Sonra izledikçe daha da büyülendim. Özellikle Sovyetler Birliği ile Yugoslavya arasındaki 1988 Seul Olimpiyat finalini izledikten sonra tamamen aşık oldum denebilir.

NBA'de şu anda izlemekten en fazla zevk aldığınız oyuncu kim? Hidayet Türkoğlu’nun NBA’de ki başarısnı neye bağlıyorsunuz?

Bir tane isim saymam zor. Ray Allen’ı çok uzun zamandır severim. Ama genelde yeteneklerinden çok aklıyla oynayan oyuncular beni daha çok etkiliyor. Larry Bird, John Stockton, Toni Kukoç, Steve Nash gibi. Aynı zamanda atletik yetenekten çok fundamental bilgisi de daha değerli benim gözümde. Allen’ı o yüzden seviyorum. Aslına bakarsan Avrupa basketbolunu daha çok sevmemin nedeni de o. Hidayet’in başarısı ise her oyuncunun başarısıyla aynı nedenlere bağlı. Geldiği noktayı yeterli görmemesi, yeteneklerini geliştirmek, her gün daha iyiye gitmek için kendine yatırım yapması ile alakalı. 2003’de ben kariyeri bitiyor artık diye bakıyordum. Ama o günden sonra gösterdiği hem basketbol hem de kişisel gelişim her sporcuya örnek olmalı.

Sinemaya olan ilginizin de olduğunuzu öğrendim. Fasulye filminin yapımcısıydınız. Sinema ile ilgili bundan sonraki planlarınız neler?

O filmde öyle bir battık ki artık sadece bilet alıp izleme planım var. İki yıl ara verdim medya kariyerime. Aslında tamamen bırakmıştım medyayı. Film şirketi kurduk 4 arkadaş. Ama 2001 krizi vs derken olmadı. Dört yıl onun borçlarını ödedim. Yeter bu kadar. Daha iyi bildiğim işe döndüm.

Daha önce “Hastasıyım Bu Oyunun” adlı bir kitap yayımlamıştınız. Yeni kitap projeniz var mı?

Olmaz mı? Basketbolla ilgili iki-üç kitap daha yazmak istiyorum. Hatta bir tane tamamen basketbol hikayesi olan, ABD’deki örnekleri gibi bir sezonun tamamını bir takımla geçirip o sezonun hikayesini yazmak istiyorum. Bir de polisiye roman yazma isteğim var ama o uzak bir hayal şimdilik. Belki 10-15 yıl sonra.

Daha önce Radikal gazetesinde yazıyordunuz. Şimdi Vatan gazetesinde yazıyorsunuz. Bu iki gazete arasında ne gibi farklılar var?

Farklı kulvarlar elbette. Radikal’de müdürüm Yiğiter Uluğ’ydu. İmkanlar az ama fırsatlar çoktu. Futbol ağırlıklı olsa da daha önce bahsettiğim basketbol veya benim yine çok önem verdiğim, sevdiğim, yazdığım tenis, Formula 1 gibi sporlar ikinci planda değildi. Radikal’in okuyucusu çok niş bir kitle olduğu için rahattık. Ama imkanlar sınırlıydı elbette. Vatan’da ise yine İbrahim’le çalışıyorum. İmkanlar daha büyük ama bu defa Sabah dönemine oranla basketbola ve diğer sporlara biraz daha önem veriliyor. Benim de biraz payım vardır belki bunda. En azında İbrahim’e o güveni verdiğim için “Şu önemli, bunu yapalım” dediğim zaman hiç düşünmeden “Yap” diyor. Mesela 2008 Olimpiyatları. Benim gazetecilik anlamında en başarılı olduğum iştir o. Her gün neredeyse tam sayfa yazdık Mert Aydın’la birlikte. Bütün gazetelerden çok daha iyi iş yaptık. İbrahim hiç karışmadı, sadece destek oldu. Ben yaptığımız işle şahsen gurur duyuyorum. Ki basketbol sonuçta sadece bir parçaydı orada.

Türkiye’de ki basketbol izleyicisini nasıl buluyorsunuz? Sizce insanlar basketbol oyununda neler görmek istiyorlar?

Maalesef basketbol detaylı bir spor olduğu için gençliğinde bunu yapmamış olanların tam olarak izleyerek hakim olması kolay olmuyor. Futbolun da hakimiyeti düşünülünce gerçek basketbol seyircisi sınırlı ama onlar da çok donanımlı. Bizim işte önemli bir ikilem bu. Hem herkese hitap etmeli, hem en az benim kadar donanımlı izleyiciye yeni pencere açmalıyız. Zor bir noktadayız. Ama özellikle gençler arasında basketbol çok daha popüler. Beş-altı yıla kadar basketbol kitlesinin daha da büyüyeceği kesin.

Röportaj: Sayım Çınar / Medyatava

26 Haziran 2009 Cuma

Efes Pilsen'in hedefi Sarunas Jasikevicius!..



Efes, Jasikevicius'un peşinde!
Efes Pilsen, Igor Rakocevic transferinin ardından bir başka süperyıldızı kadrosuna katmak istiyor. Avrupa'nın en büyük oyuncularından Sarunas Jasikevicius Efes'in gündeminde...

Efes Pilsen, geçtiğimiz Euroleague, Yunanistan Ligi ve Yunanistan Kupasını kazanan Panathinaikos'un süperyıldız oyun kurucusu Sarunas Jasikevicius'u transfer etmek için görüşmelere başladı.

Efes Pilsen yetkilileri görüşmelere devam ettiklerini fakat, henüz anlaşma sağlanamadığını belirttiler.

Jasikevicius ile Real Madrid ve Olympiakos'da ilgileniyor...

Euroleague'de Yılın Koçu Dusko Vujosevic!



Büyük ödül Vujosevic'e!..
Euroleague'de 2008-2009 sezonu Alexander Gomelskiy Yılın Koçu Ödülü'nü Partizan Koçu Dusko Vujosevic kazandı.

Uzun süredir çalıştığı Partizan'da birçok yıldız oyuncu yetiştiren Vujosevic, geçtiğimiz yıl Euroleague'in en genç kadrosuyla play off/çeyrek final oynayan Partizan'da Baş Antrenörlük yaptı. Avrupa'nın en güçlü takımlarını yenen Partizan'da kuşkusuz en büyük pay Dusko Vujosevic'e aitti. Geçtiğimiz sezon oynanan Partizan - Panathinaikos maçında seyirci sayısı rekoru kırılmasında Vujosevic'in Partizan taraftarlarına verdiği güvenin etkisi yadsınamazdı. Dusko Vujosevic, Alexander Gomelskiy Yılın Koçu Ödülü'nü 8 Temmuz'da Barselona'da alacak.


50 yaşındaki Dusko Vujosevic, henüz 26 yaşındayken Partizan'da görev almıştı. Ard arda gelen şampiyonluklar ve kupalar 1989 yılında kazanılan Koraç Kupası ile taçlandı. Vujosevic, genç yeteneklerin potansiyelini en üst düzeye çıkartmasıyla bilinmektedir. Vlade Divac, Žarko Paspalj, Predrag Danilovic ve Sasha Djordjevic gibi yıldız oyunculara gelecekte efsane olmaları için doğru adımlar attırmıştır. Daha yakın zamanda şu an Euroleague'in en iyi pivotu olarak kabul edilen Nikola Pekovic, bu sezon "Yükselen Yıldız" ödülünü kazanan Novica Velickovic, Euroleague'in önemli skorerlerinden Milos Vujanic, Milenko Tepic, Uros Tripkovic, Kosta Perović ve Nenad Krstic gibi birçok yıldızın gelişiminde büyük emeği vardır.

Zorlu 2007-08 sezonunun ardından, üç önemli oyuncusunu kaybetti (Nikola Pekovic, Dusan Kecman ve Milt Palacio). Ancak, Vujosevic yılmadı ve güç olanı başararak Euroleague'de son sekiz takım arasına kalıp, CSKA Moskova'ya rakip oldu ve bu sezon Adriyatik Ligi ile Sırbistan Ligi'ni kazandı.



2009 NBA Draft Listesi



2009 Draftı tamamlandı
NBA'de 2009 Draftı Cuma sabaha karşı yapıldı. Madison Square Garden'daki seçmeler sonrası beklenildiği gibi Los Angeles Clippers ilk sıradan Oklahoma Üniversitesi çıkışlı power forvet Blake Griffin'i seçti.

Kolej Ligi'nde bu sezon Oklahoma formasıyla 35 karşılaşmaya çıkan Griffin, 22.7 sayı, 14.4 ribaunt, 2.3 asist, 1.2 blok ve 1.1 top çalma ortalamasıyla oynamıştı. NCAA tarihinde bir sezonda en fazla ''double-double'' yapan oyuncular sıralamasında efsanevi basketbolcu David Robinson'ın ardından ikinci sırada bulunan Griffin, bu sezon 30 kez ''double-double'' yaptı. Genç yıldızın antrenörlüğünü ise babası Tommy Griffin yapıyordu.

NBA Draftı'nın ikinci sırasında ise Memphis Grizzlies, Connecticut Üniversitesi'nden 2.20 m. boyundaki Hasheem Thabeet'i seçti. Tanzanya doğumlu pivot, bu sezon ligde oynadığı 26 maçta 13.6 sayı, 10.8 ribaunt, 4.2 blok ortalamalarını yakaladı.

Oklahoma City Thunder da üçüncü sırada Arizona State'in forveti James Harden'ı seçti. Ligde bu sezon çıktığı 35 maçta 20.1 sayı, 5.6 ribaunt, 4.2 asist, 1.7 top çalma ortalamalarını tutturan Harden, kolej kariyeri boyunca oynadığı 69 karşılaşmada 19.0 sayı, 5.4 ribaunt, 3.7 asist ve 1.9 top çalma ortamalarıyla mücadele etti.

4. sırada seçme şansına sahip olan Sacramento Kings bu hakkını Memphis Tigers'ın oyun kurucusu Tyreke Evans için kullandı. Bu sezon 37 maçta oynayan Evans, 17.1 sayı, 5.4 ribaunt, 3.9 asist ve 2.1 top çalma ortalamalarına sahip oldu.

Bu yılki draftta daha üst sıralarda seçilmesi beklenen İspanyol basketbolunun genç yıldızı Ricky Rubio 'yu ise seçen taraf Minnesota Timberwolves oldu. İspanya Basketbol Ligi (ACB) takımlarından DKV Joventut'da forma giyen genç yıldız, bu ligde ilk kez 15 yaşında forma giymişti.

Bu arada drafta katılan Türk oyuncuların hiç biri seçilemezken Fenerbahçe Ülker'in Sloven guard/forveti Emir Preldzic, Phoenix Suns tarafından 57. sıradan seçildi ve ardından hakları Cleveland Cavaliers'a takas edildi.

Birinci Tur
1. Los Angeles Clippers: Blake Griffin PF Oklahoma
2. Memphis Grizzlies: Hasheem Thabeet C Connecticut
3. Oklahoma City Thunder: James Harden SG Arizona State
4. Sacramento Kings: Tyreke Evans SG Memphis
5. Minnesota Timberwolves: Ricky Rubio PG Joventut Badalona (İSPANYA)
6. Minnesota Timberwolves: Jonny Flynn PG Syracuse
7. Golden State Warriors: Stephen Curry PG Davidson
8. New York Knicks: Jordan Hill PF Arizona
9. Toronto Raptors: Demar DeRozan SG USC
10. Milwaukee Bucks: Brandon Jennings PG Lottomatica Roma (İTALYA)
11. New Jersey Nets: Terrence Williams SG Louisville
12. Charlotte Bobcats: Gerald Henderson SG Duke
13. Indiana Pacers: Tyler Hansbrough PF North Carolina
14. Phoenix Suns: Earl Clark SF Louisville
15. Detroit Pistons: Austin Daye PF Gonzaga
16. Chicago Bulls: James Johnson SF Wake Forest
17. Philadelphia 76ers: Jrue Holiday PG UCLA
18. Minnesota Timberwolves: Ty Lawson PG North Carolina (Denver'a takas oldu)
19. Atlanta Hawks: Jeff Teague PG Wake Forest
20. Utah Jazz: Eric Maynor PG VCU / Senior
21. New Orleans Hornets: Darren Collison PG UCLA
22. Portland Trail Blazers: Víctor Claver SF Pamesa Valencia (İSPANYA)
23. Sacramento Kings: Omri Casspi SF Maccabi Tel Aviv (İSRAİL)
24. Dallas Mavericks: BJ Mullens C Ohio State (Oklahoma City'e takas oldu)
25. Oklahoma City Thunder: Rodrigue Beaubois PG Cholet (FRANSA) (Dallas'a takas oldu)
26. Chicago Bulls: Taj Gibson PF USC
27. Memphis Grizzlies: DeMarre Carroll PF Missouri
28. Minnesota Timberwolves: Wayne Ellington SG North Carolina
29. Los Angeles Lakers: Toney Douglas PG Florida State (New York'a takas oldu)
30. Cleveland Cavaliers: Christian Eyenga SG Joventut Badalona (İSPANYA)

İkinci Tur
31-SACRAMENTO: Jeff Pendergraph (Arizona St.-F)
32-WASHINGTON: Jermaine Taylor (Cent.Florida-G)
33-PORTLAND: Dante Cunningham (Villanova-F)
34-DENVER: Sergio Llull (Real Madrid-G) (İSPANYA)
35-DETROIT: DaJuan Summers (Georgetown-F)
36-MEMPHIS: Sam Young (Pittsburgh-F)
37-SAN ANTONIO: DeJuan Blair (Pittsburgh-F)
38-PORTLAND: Jon Brockman (Washington-F) (Sacramento'ya takas oldu)
39-DETROIT: Jonas Jerebko (Angelico Biella-F) (İTALYA)
40-CHARLOTTE: Derrick Brown (Xavier-F)
41-MILWAUKEE: Jodie Meeks (Kentucky-G)
42-L.A.LAKERS: Patrick Beverley (Dnipro-G (UKRAYNA) (Miami'ye takas oldu)
43-MIAMI: Marcus Thornton (LSU-G) (New Orleans'a takas oldu)
44-DETROIT: Chase Budinger (Arizona-F) (Houston'a takas oldu)
45-MINNESOTA: Nick Calathes (Florida-G)
46-PHOENIX: Daniel Green (N.Carolina-G/F)
47-MINNESOTA: Henk Norel (Joventut Badalona-F/P) (İSPANYA)
48-PHOENIX: Taylor Griffin (Oklahoma-F)
49-ATLANTA: Sergiy Gladyr (Mykolaiv-G/F) (UKRAYNA)
50-UTAH: Goran Suton (Michigan St.-P)
51-SAN ANTONIO: Jack McClinton (Miami-G)
52-INDIANA: A.J. Price (Connecticut-G)
53-SAN ANTONIO: Nando De Colo (Cholet-G) (FRANSA)
54-CHARLOTTE: Robert Vaden (UAB- G/F) (Oklahoma City'e takas oldu)
55-PORTLAND: Patrick Mills (St.Mary's-G)
56-DALLAS: Ahmad Nivins (St.Joseph's-F)
57-PHOENIX: Emir Preldzic (Fenerbahçe Ülker-F) (TÜRKİYE) (Cleveland Cavaliers'a takas oldu)
58-BOSTON: Lester Hudson (Tennessee-Martin-G)
59-L.A. LAKERS: Chinemelu Elonu (Texas A&M-F/P)
60-MIAMI: Robert Dozier (Memphis-F)























ALMANYA'DA ŞAMPİYON OLDENBURG!



ŞAMPİYON OLDENBURG!
Bundesliga'da Telekom Baskets Bonn'u beşinci maçta 71-70 mağlup eden Ewe Baskets Oldenburg şampiyon oldu!

Almanya ligi Bundesliga'da final serisi son maça uzadı. Son maç büyük çekişmeye sahne olurken, maçı baştan sona üstün götüren Bonn, son çeyrekte rakibinin baskısına direnemeyince, ev sahibi Ewe Baskets Oldenburg maçı bir sayı farkla kazanarak şampiyonluğunu ilan etti.

Oldenburg'da Rickey Paulding 20 sayı 5 ribaunt, Je'Kel Foster 18 sayı 7 ribaunt 5 top çalma, Jason Gardner 14 sayı 3 asist ve Ruben Boumtje-Boumtje 9 sayı 9 ribaunt 2 blok ile öne çıkan oyuncular oldu.

Bonn'da ise Patrick Flomo 18 sayı 10 ribaunt 2 blok, Brandon Bowman 14 sayı 8 ribaunt 2 asist 2 top çalma ve Earl Rowland 22 sayı 3 ribaunt 1 asistle dikkat çekti.

Ewe Baskets Oldenburg, önümüzdeki sezon Euroleague'de mücadele etme hakkı kazandı.




Periyot skorları

1. Periyot: 14-18
2. Periyot: 21-18
3. Periyot: 16-23
4. Periyot: 20-11

Final serisinin detaylı verileri
1. Maç: Oldenburg: 72 - Bonn: 74 (14.06.2009)
2. Maç: Bonn: 70 - Oldenburg: 79 (18.06.2009)
3. Maç: Oldenburg: 78 - Bonn: 81 (21.06.2009)
4. Maç: Bonn: 66 - Oldenburg: 82 (23.06.2009)
5. Maç: Oldenburg: 71 - Bonn: 70 (25.06.2009)











Vince Carter, Orlando Magic'te..



Orlando, Carter'ı kadrosuna kattı
Orlando Magic, New Jersey Nets forması giyen all-star oyuncu Vince Carter ve Ryan Anderson'ı üç oyuncusuyla takas etti.

Bu sezon Los Angeles Lakers'a karşı NBA finali oynayan Orlando Magic, kadrosuna all-star oyuncu Vince Carter'ı dahil etti. Orlando Magic ile New Jersey Nets arasında gerçekleşen takasta Orlando Magic Courtney Lee, Rafer Alston ve Tony Battie'yi Nets'e gönderirken; Vince Carter ve Ryan Anderson'u aldı.

26 Ocak 1977 Daytona Beach, FL / ABD doğumlu Vince Carter, bu sezon 80 maçta oynamaış ve maç başına 20,8 sayı 5,1 ribaunt 4,7 asist 1,0 top çalma istatistikleriyle oynamıştı.

Orlando Magic'in Vince Carter'ı kadrosuna dahil etmesinin ardından, Hidayet Türkoğlu'nun takımdan ayrılması neredeyse kesinleşti. Bu takas sonrası Hidayet Türkoğlu'nun Portland Trail Blazers'a gitme olasılığı da artmış oldu.

Portland, draft gecesi Sergio Rodriguez'i Sacramento Kings'e göndererek salary cap'te takribi iki milyon dolarlık bir yer açtı. Böylece Hidayet Türkoğlu'na istediği düzeyde bir kontrat teklif etme ihtimalleri yükseldi.

Diğer yandan, New York Knicks Quentin Richardson'u Memphis Grizzlies'e gönderip, karşılığında Darko Milicic'i aldı. Mennesota Timberwolves tarafından dratf edilen Ty Lawson ise Denver Nuggest'e gitti.









NBA.com haberi
ESPN.com haberi
Yahoo.com haberi

25 Haziran 2009 Perşembe

Burak Bıyıktay: Üst düzey bir forvet ve pivot alacağız



Burak Bıyıktay iddialı!..
Beko Basketbol Ligi takımlarından Beşiktaş Cola Turka'nın antrenörü Burak Bıyıktay, Avrupa çapında ve üst düzey bir forvet ile bir pivot almayı hedeflediklerini söyledi.

Bıyıktay, yaptığı açıklamada, Rusya'nın Enisey takımından Kevin Fletcher ile anlaştıklarını belirterek, ''Şimdi pota altını güçlendirmenin yanı sıra skorer oyuncu bakıyoruz. Avrupa çapında ve üst düzey bir forvet ile bir pivot alacağız. Alacaklarımız çok iyi skorer ve çok iyi pivot olacak. Fletcher'ı da pota altında rotasyonu zenginleştirmek için kadroya dahil ettik'' dedi.

İlk defa bu sezon kadro istikrarı sağladıklarını ifade eden antrenör Bıyıktay, ''Haluk, Cevher, Muratcan ile anlaştık. Chatman ile sözleşmemiz sürüyor. Ömer Ünver kadroda yer alıyor. Genç oyuncuları da sayarsak 7-8 oyuncuyla devam ediyoruz. İlk defa bu sezon kadromuzda istikrar olacak. Yabancı oyuncular gitti. Ama yerlerine daha iyi oyuncular alacağız. Hedefimiz en üst noktaya kadar başarıyı kovalamak'' diye konuştu.

Mehmet Yağmur'un da takımdan ayrıldığını kaydeden Burak Bıyıktay, ''Oyun kurucu pozisyonuna Mehmet Yağmur'un yerine Engin Atsür'ü düşünüyoruz. Kendisiyle görüştük. Bu oyuncuyla ilgileniyoruz. Engin'i alarak oyun kurucu pozisyonumuzu güçlendirmeyi hedefliyoruz'' diyerek sözlerini tamamladı.

Lior Eliyahu, TAU Ceramica'da!..



TAU, Eliyahu'ya kavuştu!..
Maccabi Electra Tel-Aviv'de oynayan İsrailli oyuncu Lior Eliyahu, TAU Ceramica'ya transfer oldu.

TAU Ceramica'nın uzun süredir görüştüğü ve transfer etmek istediği Lior Eliyahu ile resmi anlaşma yapıldı.

Bu sezon Maccabi Electra ile önemli bir çıkış yakalayan 9 Eylül 1985, Ramat Gan / İsrail doğumlu 2.05 m boyundaki Eliyahu, Euroleague'de 16 maçta oynamış ve 14 sayı 6,6 ribaunt 2,4 asist 17,6 verimlilik puanı istatistikleri yakalamıştı.

TAU Ceramica, Lior Eliyahu ile 4 yıllık kontrat imzaladı.




Shaquille O'Neal, Cleveland Cavaliers'a çok yakın!..



Efsane pivot Shaq, LeBron'la birarada!..
NBA tarihinin gelmiş geçmiş en dominant oyuncusu Shaquille O'Neal, Cleveland Cavaliers kadrosuna dahil oluyor...

Shaquille O'Neal'ın, Ben Wallace, Sasha Pavlovic, ikinci tur 46. sıradan draft hakkı ve 500.000 dolar nakit para karşılığında Phoenix Suns'tan Cleveland Cavaliers'a takas olması konusunda ön anlaşma yapıldı. Bu takas sonrası Cavaliers'ın şampiyonluk yolunda önemli bir adım atacak.

15 kez all-star olan ve geçtiğimiz yıl all-star maçında Kobe Bryant ile MVP ödülünü paylaşayan Shaq, kariyerinde dört kez NBA şampiyonluğu yaşamıştı.

İlerleyen yaşına rağmen hâlâ NBA'in en önemli pota altı oyuncuları arasında gösterilen Shaq, takasın gerçekleşmesi durumunda Cleveland'a ihtiyacı olan şampiyonluğu kazandırabilir.