29 Eylül 2009 Salı

Kaf-Kaf'ın yeni transferi David Holston'u tanıyalım



David Holston röportajı.
Sakatlığı dolayısıyla hazırlık maçlarında henüz forma giyemeyen Pınar Karşıyaka'nın yeni transferi David Holston, hakkında bilinmeyenleri tbf.org.tr'ye anlattı...

NCAA’de geçtiğimiz yıl Chicago State forması giyen ve sezonu 25.9 sayı, 3.7 ribaund ve 6.4 asist gibi çok dikkat çekici bir ortalama ile tamamlayan David Holston yeni sezonda Pınar Karşıyaka forması giyecek.

Hazırlık döneminde geçirdiği sakatlık yüzünden İzmir temsilcisinin katıldığı turnuvalarda forma giyemeyen Amerikalı oyuncu, bu dönemde kenardan verdiği destek ile arkadaşlarına pozitif enerjisini aktarmayı başardı. Özellikle 3 sayı çizgisinin gerisinden çok etkili bir takım olarak göze çarpan Pınar Karşıyaka, sayı potansiyeli yüksek David Holston’ın katılımı ile yeni sezonda oldukça zorlu bir rakip olacağa benziyor.



Henüz Türk basketbolseverler hücum gücü çok yüksek olan 1.70’lik oyun kurucu ile tanışmasa da şu sıralar takımla birlikte antrenmanlara başlayan Holston, eğer iyi durumda olursa Teknosa Türkiye Kupası’nda basketbolseverlerle buluşacak.

Daha önce Casa TED Ankara Kolejliler’de ve Fenerbahçe Ülker’de forma giyen Marques Green, geçtiğimiz sezon Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde oynayan Chris Lofton gibi oyun kurucular performansları ile ligimize renk katmışlardı. Bu kez da yeni sezonda David Holston, kendi değimi ile “kısa” bir oyuncunun yetenek ve zeka ile neler yapabileceğini bir kez daha gözler önüne serecek.

Top hakimiyeti ve asistleri ile NCAA’deki performansını süsleyen, uzak mesafeden ve savunmaların üzerinden attığı 3 sayılık basketleri ile rakip savunmaları çaresiz bırakan David Holston, kariyerinin ilk Avrupa tecrübesini Türkiye’de yaşacak. Karşıyaka taraftarını çok merak ettiğini ve İzmir’de olduğu için mutlu olduğunu dile getiren genç oyuncu, gelecek için ise “Gerçekçi olmamız lazım. Elbette her oyuncunun hayali NBA’de forma giymektir ama NBA için benim boyum kısa” derken kendisine gerçekçi hedefler koyduğunun altını çiziyor.

Türk basketbolseverlere sezon başlamadan seni tanıtmak istedik. Basketbola nasıl başladığını anlatır mısın?
Büyükannemin bana aldığı hediye sayesinde 4 yaşımdayken basketbolla tanıştım. O zamanlar benim için elbette eğlenceli bir oyundu. Büyüdükçe neler yapabileceğimi görmeye başladım ve basketbol benim hayatım oldu. Üniversitede de antrenörlük üzerine eğitim gördüm. Okul yıllarımda sergilediğim performanslar ise bu işi profesyonel olarak yapabileceğimi bana düşündürttü ve işte Türkiye’deyim.

Geçen sezon NCCA’de 25.9 sayı, 3.7 ribaund ve 6.4 asist ortalaması ile mücadele etmişsin. Bir oyun kurucu için bu rakamlar çok etkileyici. Geçen yılki performansın için neler söyleyeceksin?
Kolejde kariyerim adına çok güzel yıllar geçirdim. Bireysel anlamda başarılı olmamda takım arkadaşlarımın rolü çok büyüktü. Benim sayı atmama yardımcı oldular, topu benimle buluşturdular ve skora yönelik oyun tarzımı beslediler. Şu anda onlar sayesinde Avrupa’da bir takımda kariyerime devam edebiliyorum. Elde ettiğim istatistiklerde takım arkadaşlarımın etkisini görmezden gelemem.

Sana gelen transfer teklifleri arasından neden Türkiye tercih ettin? İzmir ve yeni takımın ile ilgili düşüncelerini de öğrenebilir miyiz?
Buraya transfer olmadan önce menajerim, antrenörün çok başarılı olduğunu söyledi ve Karşıyaka bana çok iyi bir teklifte bulundu. Ben de Avrupa’da kariyerimi sürdürme kararı aldığım için bu teklifi kabul ettim. Takım arkadaşlarımla çok iyi anlaşıyorum, uyum sürecimde hepsi bana destek oluyor. İzmir’e gelmeden önce burayı araştırmıştım ve çok güzel bir şehir olduğunu gördüm. İnternetten sadece şehrin güzelliğini görebildim ama İzmir’de yaşamaya başlayınca insanların da çok sıcak ve içten ilgisi ile karşılaştım. Burada olduğum için mutluyum.

Gelecekte kendini görmek istediğin en üst nokta neresi?
Her oyuncu NBA’de oynamak ister, bende orada oynayabilmeyi çok isterdim ama gerçekçi olmak gerekirse orada oynamak için kısayım. Oynayabildiğim kadar oynamak istiyorum. Elimden gelenin en iyisini yapıp, birlikte olduğum takımlarla Avrupa’da şampiyonluklar yaşayabilirim.

Kendi pozisyonunda izlemekten keyif aldığın yada özelliklerini beğendiğin oyuncular kimler?
Lindsey Hunter’ın oyun tarzını çok seviyorum ve birçok yönden onda kendimi buluyorum.

Sen kendi oyun kimliğini nasıl tanımlıyorsun? Türk basketbolseverler yeni sezonda nasıl bir David Holston izleyecekler?
Sert basketbol oynamayı seviyorum. Sahada tüm performansımı ortaya koyduğuma ve elimden gelenin en iyisini yaptığıma inanıyorum. Skora yönelik bir oyuncu olabilirim ama takım arkadaşlarımı da düşünerek, onlarla beraber oynamayı ve oynatmayı tercih ediyorum.

Röportaj: Gizem Kumbasar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder