23 Haziran 2009 Salı

Ergin Ataman ile şampiyonluk sonrası röportaj...



Ataman: Korkmadık ve kazandık
Ergin Ataman final serisini, şampiyonluğu ve gelecek sezonu değerlendirdi

Efes Pilsenle birlikte Beko Basketbol Ligindeki ilk şampiyonluğunu kazanan Ergin Ataman için Türkiyenin Mourinhosu demek yanlış olmaz... Karizması, bildiğini söylemesi ve bunu başarıyla perçinlemesiyle Ataman basketbolumuzun en büyük değerlerinden biri olduğunu gösterdi. Başarılı koçla gelen 13. şampiyonluğu konuştuk.

- Final serisinin ilk iki maçında F.Bahçe Ülkere evinizde kaybettiniz. Bu takımı nasıl etkiledi?

ERGİN ATAMAN: Bu beklemediğimiz bir sonuçtu. Şampiyon olacağımıza çok inanıyorduk. Seri öncesi basın toplantısında F.Bahçe tarafı gergin, bizse kendimize güveniyorduk. Sert maç oynamamak dezavantaj olur mudiye maç öncesi sormuştun bana. İşte bu sorunu yaşadık. Böylece hücumda sıkıntı çektik. Bunu F.Bahçe Ülker de beklemiyordu. Bu kez tablo değişti ve biz tedirginleşirken onlar favori oldu. Ama biz aşama gösterdiğimize inanıyorduk. Şanssızlık sonunda kaybettiğimizi biliyorduk. İnancımızı ve disiplinimizi hiç yitirmedik.

"Korkmadık kazandık"

- Mrsicin son saniye üçlüğü bir takımı yıkacak düzeyde etki yapabilirdi. Oyuncuları mental olarak hazırlarken ne yaptınız?

E.A: Oyuncu sizi izler. Davranışım, ruh halim, tepkilerim onları etkiler. Biz eğer, İş zorlaştı, avantajı kaybettik deseydik o zaman 4-0 olurdu. Ama biz, Kimseden korkmuyoruz, gidip seriyi çevireceğiz dedik. Oyuncular da buna yüreğini koydu. Biz son dakikaya kadar şampiyonluğu kovaladık. Bu son maçta da böyleydi. Orada geri düştük ama lehimize çevirmeyi bildik ve özgüvenimizi gösterdik. Bu da zaten Fenerbahçe Ülkerdeki eksiklikti. İşler kötüye gittiği zaman paniklediler. Bu bize avantaj oldu.

- Daha önce Ben bu kadar kenetlenmiş bir takımda çalışmamıştım demiştiniz. Bunu biraz açar mısınız?

E.A: Biz kadroyu kurarken oyuncuların karakterlerine baktık. Bu iki türlü olur. Bir; takım oyuncusu olma, ikincisi; kaybetmeyi kabullenmeme... Mesela Kaya Peker böyle; yüreğiyle, hırsıyla vardır. Kerem Gönlüm, Sinan Güler, Kerem Tunçeri hep bu tarzda oyuncular. Thornton karakter olarak Avrupada 1 numara. Antrenmanda bile kazanmak istiyor. Bu takıma yansıdı. Biz de teknik olarak uyum içinde çalıştık. Disiplinin yanında arkadaşlık da vardı. Oyuncuları birlikte yola çıktığımız bir emekçi gibi gördük. Yönetim de bizimle beraber kenetlendi. Avrupada başarısız olduğumuzda bize cephe alınmadı. Hep birlikte bütünleştik.

- Bu final serisine de yansıdı...

E.A: Evet; final serisinde de aynısı oldu, biz dibe vurduk, yukarı çıktık. Bunun yanında saha dışı motivasyonlarımız oldu. F.Bahçe Ülkerliler, yaptığı açıklamalarla bizim moralimizi bozmaya çalıştı. Benim 1 metre mesafeme bir amigo grubu yerleştirildi. Tatsızlık olacak dedim, kimse bir şey yapmadı. Biz sakinliğimizi koruduk; yanıtı sahada verdik.

- Demeç savaşlarını ilk sizin başlattığınız iddia ediliyor...

E.A: Orada olanları herkes biliyor. Bana çalınan teknik faulun aynısı Tanjevice çalınmayınca, Belki de milli takım antrenörü olduğu için çekiniyorlardır dedim. Bundan daha masum bir açıklama olabilir mi? Buradan bir gerginlik çıktıysa bunun sebebi Tanjevicin açıklamasıdır. Bana aptalca konuşuyor diyemezsin. Ben sana mı bir şey söyledim? Hakemlerin toleransını eleştirdim. Biz Tanjevicle iki maç tokalaşmadık. Sonra 5. maçta ortam gerginleşince üzerimize düşeni yapıp evimizdeki maçta elini sıktım. Kendi içimde yine sindiremiyorum ama gerginlik bitsin diye ilk adımı ben attım. Biz kimseyi hedef haline getirmedik. Tam tersine bana yapılanlara karşı daha sakin oldum. Provakasyonlara yanıt verseydim bu takıma yansıyacaktı.

- Şampiyon olduktan sonra yaşanan olaylara ne diyorsunuz?

E.A: Bu patlamanın olacağı günler öncesinden belliydi. Takımımız ve hakemler hedef haline getirildi. Biz uyardık ama yeterli tedbir alınamadı. Ama siz kendi taraftarınızı gerip, holiganların içeri girmesine engel olmazsanız tabii olay çıkar. Burada önemli bir şey var. Ali Koçun bu kalabalığın içine girip taraftarı sakinleştirmeye çalışması takdire değer bir davranıştır. Sağduyulu yöneticiler de varmış demek ki. Bu olaylar ancak Ali Koç gibi yöneticilerin artmasıyla önlenir. Mesela Nedim Karakaşla biz aynı kolejden mezunuz. Bunun sohbetini yaparız. Ama hayretler içindeyim. Gözlemci Emin Balcının önünde bana küfür ediyor. Sonra Ben etmedim Ergin etti diyor. Ardından Fenerbahçe TVde Sienadan neden ayrıldığımı soruyor. Komedi bunlar... Neden bu kadar rahatsız oluyorsunuz ki benden? Ben tabii ki mücadelemi vereceğim. Ama siz bana diş geçiremezsiniz. Benim yapımda bu yok. Beni baskıyla yenemezseniz. Beni sadece Tanjevic ve F.Bahçe Ülkerli oyuncular yener. Onlar da yapamadılar. Olay budur...

"Ceza veremezler"

- Nasıl bir ceza gelmeli size göre?

E.A: Futbolda oldu işte. G.Saraya kaç maç ceza verdiler. Bunu yapabiliyorlar çünkü TFFnin bir sistemi var. Ama basketbolda kimse darılmasın mantığıyla bu disiplini sağlayamazsınız. Futbolda verilen cezalar ortada. Bu İtalyada olsa mesela, o takıma puan cezası veriyorlar. Benettona kuralların dışında transfer yaptığı için 20 puan ceza verdiler. Benettona hem de... Bunu Türkiyede yapabilir misin? Bize ya da F.Bahçeye, fark etmez. Veremediğin için bu olayları yaşamaya mahkûmuz.

- Kupayı TBF Başkanı Turgay Demirelin elinden alamamak sizi nasıl etkiledi?

E.A: Benim için kupa sembolik. Kimin elinden almışız önemli değil. Biz sorumluluğumuzu bildik ve seremoniye çıkmamak için birçok nedenimiz varken 1 saat bekleyip geldik. Saygılı olduk ama karşılığında saygı görmedik. Yoksa kişisel bir şey aramıyorum.

Efes ruhu geri geldi

Biz Türkiyede yenilmez armada olan Efes Pilsen ruhunu geri getirdik. Bunu Avrupada da yapacağız. Efes Pilseni en yüksek seviye takımların arasına sokacağız.

Mirsad’ın sezon içinde bizimle anlaştığı dedikodudan başka bir şey değil.O pozisyon için bir ihtiyacımız yok.

Sözleşmesi biten tek oyuncu Kakiouzis. Onu değerlendireceğiz, düşüneceğiz. Bir de Vujanic var; onunla da konuşacağız. Ama şimdiden bu isimler yok diyemem. Bakacağız.

Röportaj: Can İşbakan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder